Hayatınıza bir farklılık katıp biraz damarlarınıza kültür dolsun istiyorsanız şüphesiz ki müze gezmek en mantıklı seçimlerden biri olacaktır. Ancak hangi müzeyi gezeceğiniz konusu da oldukça önemlidir. Eğer zevkinize uygun bir müze bulamazsanız tüm müze gezilerinden kolayca soğuyabilirsiniz. İşte size müze gezmeyi sevdirecek ve alışkanlık haline getirecek birkaç tavsiyede bulunduk. Her birinden ayrı zevk alacaksınız.
Klasik Otomobil Müzesi
Tarabya semtinde bulunan bu müze, içerisinde yer alan her araç, otomobil tarihinin klasiklerindendir. 1920 ile 1970 seneleri arasındaki döneme ait 60’ın üzerinde otomobil bu müzede sergilenmektedir. Otomobil tutkunlarının mutlaka gezmesi gereken bu müze 5. Yılını da geride bırakmış bulunuyor.
İstanbul Arkeoloji Müzesi
Bu müze Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalan en önemli kurumdur belki de. Fatih,Gülhane semtinde bulunan İstanbul Arkeoloji Müzesi ilk müzecilik çalışmalarını içerisinde barındırır. İçerisinde bir çok bölüm bulunan İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ek binasının giriş katında bir de çocuk müzesi bulunmaktadır. Bir hafta sonu planınızda hem büyüklerin hem de küçüklerin ilgisini çekecek bir gezi tavsiyesi olabilir.
Galata Mevlevihanesi
Tarihinde birçok farklı amaçlarla kullanılan Mevlevihane, 1491 yılından bu yana ayakta durmaktadır. Tekke ve zaviyeler 1925 yılında kapatıldıktan sonra Galata Mevlevihanesi, bir süre okul olarak hizmet vermiştir. 1975 senesinden sonra da Divan Edebiyatı Müzesi olarak halka açılmıştır. Gerekli restorasyonlar gerçekleştirildikten sonra 2011 yılından bu yana Galata Mevlevihanesi Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Masumiyet Müzesi
Bir romana dayanan ilk müze olması ile Masumiyet Müzesi tarihte yerini alıyor. Nişantaşılı Kemal ve yoksul akrabası Füsun’un aşkını anlatan Orhan Pamuk’un kaleme aldığı kitap, altmışı aşkın ülkede yayınlandı. Müzede yer alan ise bu karakterlerin yaşadığı dönemde İstanbul’da gündelik hayat nasılmış onu gösteren eşyaların bulunduğu kutular ve vitrinler.
Topkapı Sarayı Müzesi
1453 yılında İstanbul Fatih Sultan Mehmet tarafından alındıktan sonra 1460 senesi ile 1478 seneleri arasında Topkapı Sarayı’nın temelleri atılmıştır. İçerisinde hem Bizans hem de Osmanlı kültüründen izler taşımaktadır. Hem kendinizi o dönemin esintilerinde bulacağınız hem de İstanbul’a hayran kalacağınız bir müze gezisi olacaktır sizin için.
