Yaşamınızı kolaylaştıran tavsiyeler burada...

MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN 5 AVRUPA ŞEHRİ

0

tavsiye-melekleri-irem-ozer

Gezmeyi en çok sevenlerden, gezdikçe kendini iyi hisseden, plansız gezilere bayılan İrem Özer, sizlere vazgeçilmezi olan ve mutlaka görülmesi gereken 5 Avrupa Şehri #tavsiye ediyor;

Sevdiğim 5 şehir hangisi diye düşündüğümde sıralamam sadece birkaç saniye sürüyorsa bu şehirler gerçekten benim için özeller demek.

Bu özel ve güzel şehirler ile ilgili kısa notlarımla sizlere #tavsiye etmek istiyorum. Gitmiş olanların anılarının tazelenmesi gitmeyenlere ilham vermesi dileği ile…

tavsiye-melekleri-Berlin

BERLİN

İlki belki pek çok insanı şaşırtır, ne o soğuk, ruhsuz Almanya’dan bir şehir bu kadar sevilir mi der. Ama sevilir, konu Berlin ise bir durur, derin nefes alır ve orada hissettiğim özgürlük duygusunu anımsarım.
10 Maddede Berlin benim için ne ifade ediyor?

1.Berlin gördüğüm, deneyimlediğim en özgür şehir. Ruhuna hayran olduğum, kendimi turist yerli melezi hissettiğim bir şehir.

2.Bergama “Pergamon” müzesinde gözlerimin dolduğu, yine de Almana hayran olmaya devam ettiğim şehir.

3.Osman Kalın‘ın Doğu ile Batı Berlin arasında kalan bostanının hala, duvar yıkıldıktan sonra bile tam olarak kime, nereye ait olduğunun bilinmediği, Osman dedenin o bahçede misafirlerine ayran ikram ettiği, yüzümde muzip bir gülümsemeye neden olup “Ah biz Türkler” dedirten şehir.

4. Sanatı duvarlarda, duvarların ayırdığı yerde bulduğum şehir.

5.Komünizm esintisindeki büyük bulvarların kaldırımlarında kay kayla gezen çocukların şehri.

6.3. Dünya savaşına ramak kala Charlie Check Point’in efsane olduğu şehir.

7.Kreuzberg‘de Melek Pastanesi’nin, “halka hizmet Hakk’a hizmet” sloganı ile Nasip Gıda’nın şehri

8.Curry wurst‘u ile meşhur şehir.

9.Branderburger Tor’un gündüzden ziyade gece görülmesi gereken şehir.

10.Trafik ışıklarındaki ikon olmuş olan “Ampelmann“i sevdiğim şehir.

tavsiye-melekleri-roma

ROMA

Sevmeyeni görmedim, duymadım. Bana göre Paris’ten daha romantik, daha duygulu bir şehir Roma. Birincisi her köşede, her binada yaşanmışlık hissi o kadar dominant ki, sokaklar, binalar sizi kendisine doğru çekiyor bir mıknatıs gibi. İkincisi ise, yemekler çooook ama çok lezzetli, hata yapma riskiniz sıfır. Köşedeki pizzacıdan dilim pizza alıp yeseniz bile memlekete dönünce ne güzeldi o pizza diye konuşacaksınız.

Bir Kasım ayında orada bulundum, vuruldum.

Roma’nın olmazsa olmazları geliyor şimdi;

1.Klasik tur; Colleseo, Aşıklar Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri. Hatta öyle oluyor ki gün içinde birkaç kez bile geçebiliyorsunuz önlerinden.

2.Aşıklar Çeşmesi’nin hemen yan sokağında That’s Amore, eski ve geleneksel bir İtalyan restoranı, ister risotto, ister pizza isterseniz kuzu eti sipariş edin, şarabı masadan eksik etmeyin ve grappa ile geceyi sonlandırın.

3.İtalyan moda markaları Via Condetti’de sıralanmış vaziyette. Bak bak dur, vitrinleri bile büyülü sanki.

4.Vatikan, ruhani bir ortam. Büyük kilise, Sistine Şapeli görülmez ise, İstanbul’a geziye gelip boğaz turu yapmamaya benzer.

5.Bahar olsa Trastevere’de sabahtan akşama kadar vakit geçse. Bir o kafede espresso, öbüründe belki bir tatlı, arada bir restoranda yemek. Benim hep Roma’m yemek odaklı.

6.Ah Pantheon, gecesi ayrı gündüzü ayrı o mistik yapı…

7.St. Maria Basilikası. Pek çok insan üşenir uğramaz içine. Girince de dev org, o haşmetli yapı, etkiler günlerce.

8.Sarı, somon renkli binaların gece ışıkları yanınca, o evlerin içinde nasıl yaşamlar sürülüyor diye insan içten içe merak ediyor.

9.Piazza Del Popolo, en sevdiğim meydanlardan biri oluyor.

10.Yaşayabilir miyim sorusunu sorup, net yanıt aldığım ender şehirlerden biri Roma.

tavsiye-melekleri-Amsterdam

AMSTERDAM

Kışın dondurur, yazın ya da baharda daha çok mutlu eder. Nasıl ki İstanbul 7/24 yaşayan bir şehir Amsterdam da Avrupa şehirleri içinde belki de tek olarak bu misyonu sürdürüyor.

1.Önce karar verilmeli ilk gün müzeler mi yoksa parklar, bahçeler, sokaklar mı? Bence müzeler. Rijskmuseum, Van Gogh Museum, Anne Frank Evi ve çok daha fazlası.

2.Hollandalı ressamları düşününce pek çok müzede ve sanat galerisinde okulda öğrendiğimiz, hafızamızı tazeleyeceğimiz isimlere denk geliyoruz.

3.Vondelpark, baharda bisikletini kapanın geldiği, yemek sepeti ile yayıldığı, keyif yaptığı park. Spor yapanların sayısı da keyif yapanlarla yarışır vaziyette.

4.9 Streets. Birbirini kesen küçük caddelerden oluşan bölge 9 Streets. Şehrin bohem, elit mağazaları, designer shoplar, hepsi burada. Şaşırtıcı gelecek ancak Avrupa’daki en tarz insanlar sanki Amsterdam’da yaşıyor. Belki bisikletin kattığı bir karizma var benim etkilendiğim.

5.Heineken Experience. Bir pazarlama dehası. Bira ile ilgili nefis bilgiler, etkinlikler kocaman bir bina içinde. En az 3 saat geçireceğiniz ve çoook eğlenilen yer. Kaçmamalı.

6.Screaming Beans, Joordan tarafına gelmeden yine 9 Streets bölgesinde şu an şehrin en hip mekanı. Bir kahvesi içilir.

7.Red Light, e gitmişken görülmezse Amsterdam da görülmemiş sayılır. 

8.Kaybolmak serbest, korkmak yok bu şehirde. Kanallar arasında birbirinin aynı evleri görünce korkmayın sakın. Elbet Rembrand meydanına ya da Dam Meydanı’na çıkarsınız. Hem yönlendirmelere en güvenebileceğiniz şehir de burası.

9.Trafik! Öncelik bisikletlilerin, hiç unutmuyorum ilk gittiğimde ön ve arkasında bebeklerini oturtmuş olan bir kadın, tek eli ile bisikletini sürüp, diğer eli ile de telefonu tutuyordu. Kiralamaya cesaret edemediğim tek şehir. Şehir nüfusunun 3 katı bisiklet olduğunu düşünün. Çılgın gibi!

10.Ve son olarak şehir kütüphanesi, baharda ve yazın balkonu açık olan restoranından şehri fotoğraflamak mümkün. Ah unutuyordum. Eğer vakit varsa meşhur yel değirmenlerini görmek için Marken Volendam’a da gidilir.

tavsiye-melekleri-barselona

BARSELONA

Hepimiz bu şehri bir olimpiyatlarla bir de Vicky Christina Barcelona filmi ile sevdik.
Bir de hep duyduk Gaudi. Gaudi kimdi, ne yapmıştı Barselona’ya?

1.Şehre turist yağmasını sağladı Gaudi. Hala bitmemiş olan Sagra de Familia basilikası. Park Guell, Casa Batllo, Casa Mila…

2.Burası Katalanların şehri, balkonların pek çoğunda Katalan bayrağı asılı ve onlar için Barcelona is not Spain.

3.El Born, müthiş bir semt, gece özellikle o bardan diğerine istediğiniz gibi gezebilirsiniz.

4.Eski şehir denilen alan ise Barri Gothic ismi ile anılıyor. Ara sokaklarına bırakın kendinizi…

5.Nisan’dan Ekim’e şehirde denize girmek mümkün. Bunun için en ideal plajlar eski balıkçı semti olan Barcelonetta. Up uzun bir kumsal, geniş bir kaldırım ve o kaldırımda kaykayları ile meşk eden gençler.

6.En iyi Paella için Sant Marti sahilinde Xiringuito Escriba…

7.En iyi tapas için Cuines de Santa Caterina. Turistler pek bilmez, lokal halkın uğrak noktası.

8.Gece gezmesi için bir diğer adres de Raval bölgesinde. Tarz meselesi Raval’ı Taksim olarak düşünebilirsiniz.

9.La Rambla, ortada kocaman bir kaldırım, insanlar keyifle yürüsün diye. Sağda ve solda ise tek araçlık trafik akışını sağlayan bir yol. Ortadaki kaldırımda ise hediyelik eşyacılar, çiçekçiler sıralı. Keyifli mi keyifli

10.Son olarak bizim Nişantaşı benzeri bölgesi Passage De Gracia. Mağazalar, geniş caddeler, aralarda parklar. İşte Avrupa’da bir şehir daha keyifle yaşanılacaklar listesinde.

tavsiye-melekleri-Strasbourg

STRASBOURG
Bu Fransız kenti ile ilgili 10 madde yazmam çok güç, çünkü o kadar uzun vakit geçirmedim ancak beni çok etkiledi. Kendisi Noel’in başkenti sayılıyor Avrupa’da. O sebeptendir ki benim gittiğim ve doğum günümü kutladığım bir Kasım gününde, müthiş etkilendim, büyülendim o yeni yıl coşkusu ile.

Her meydanda kurulan Noel pazarları, o pasta gibi görünen binaların yeni yıl süsleri, her yerde satılan kestaneler, sıcak şaraplar. Çılgın bir alışveriş için Fransız zevkinde olan mağazalar. Hepsi ama hepsi tadından yenmez durumunda.

Strasbourg’u sevdiğim herkesin bir yeni yıl öncesinde görmesini dilerim. Avrupa’daki en güzel şehirlerden biri belki de Strasbourg, Unesco tarafından dünya mirasları listesinde. Hal böyle olunca, o eski, masal kitaplarında çizimlerine denk geldiğimiz evler burada gerçek, perdesini, cama konmuş yılbaşı süsünü görünce kıskanmamak için kendini zor tutuyor insan.

Çünkü o evde yaşam var! Sıkıcı ve standart ev fikrinden uzak. Yaşanmışlıklarla dolu.
Ren nehri şehrin içinde kıvrıla kıvrıla akarken, nehirdeki kuğular, kaldırımdan suya kadar sarkan ağaçlar ve yine o evler, evler.

Benim ilk 5’imde yer alan Avrupa şehirlerimdi hepsi. Ya sizinkiler hangileri?

 

İrem Özer‘e bu birbirinden güzel tavsiyeleri için çok teşekkür ediyoruz:)раскрутка

Paylaş.

Yorum Yazın