Her sene ağustos ayının sonlarına yaklaştığımızda öğrenci ve öğretmenler bir telaşa kapılır. Öğrenciler okulların geç açılması ve tatilin uzaması için dua eder. Ve bir gün bu dilek gerçek olur. Peki bu güzel sürprizin sonuçları ne olur?
17 Eylül’de Tavsiye Evi’nde #MigrosileOkulaDönüş etkinliğinde Tavsiye Melekleri Eğitimpedia Eğitim Danışmanı Ali Koç ile buluştu. Velileri okul psikolojisi ve sınav kaygısı konularında bilgilendiren Koç, okulların açılış tarihinin ertelenmesinin aslında pek iyi sonuçlar doğurmadığından bahsederken, velilere seslendi “Çocuğunuzun ve öğretmenlerin peşini bırakın!”
Okulların geç açılacağını duyduğumuz anda büyük, küçük demeden hepimizin yüzünde bir tebessüm oldu. Hafif alaycı bir edayla miniklere “Hadi yine iyisiniz” dedik. Öğrenciler iyi de peki bu durum okulları ve öğretmenleri nasıl etkiliyor hiç düşünmedik. Değişen ders planları ve müfredat konularının tamamlanma telaşı da öğretmenlerin payına düşen bir konu. “Okulların geç açılması eğitimin kalitesini etkiliyor mu?” sorusunu Eğitimpedia Eğitim Danışmanı Ali Koç şöyle yorumluyor; “Okulların geç açılması okullar arası nitelik farkını artırıyor.Eğitim öğretime çoktan başlamış okullar var. Bu da eğitimde fırsat eşitliğini etkiliyor. Üstelik yalnızca öğrenciler değil, öğretmenleri de etkileyen bir durum. Okulların geç açılması, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin de adaptasyon sürecini olumsuz yönde etkiliyor.”
Yoksa siz de “Benim çocuğum super zeka” diyen velilerden misiniz?
Son günlerde herkes kendi çocuğunun üstün zekalı olduğunu düşünüyor. Bazı aileler duruma resmiyet kazandırmak için çocuklarını oldukça eski zeka düzeyi belirleme testlerine tabi tutuyor. Peki gerçekten herkesin çocuğu birer dahi olabilir mi?
Eğitim Danışmanı Ali Koç’a gore, öğretmenlerin ve ailelerin çocuğa bakışı çok farklı. Anne karşısında süper zeki prens ve prensesler görüyor, öğretmenler ise diğerleri gibi bir çocuk. Velilerin çocuklarıyla övünmesi alışılmadık bir durum olmasa da, çok küçük yaşlardan itibaren anneanne – dede gibi aile büyükleri ile başlayan “ Aaa kumandayla kanal değiştirmeyi nasıl bildi!” türü yorumlar veliler üzerinde etkili oluyor. Eğitim Danışmanı Ali Koç bu durumu bir parça mizah ile değerlendiriyor; “1970’li yıllarda bulunan bir zeka testi ile 2015’te çocukların zeka seviyesini ölçerseniz, çocuğunuzun üstün zekalı çıkmaması tuhaf olur. Ben uzun yıllar okullarda yöneticilik yaptım kayıt zamanı okulda ileri zekalı olmayan bir çocukla karşılaşmadım ama hala aralarından bir dahi çıkmış değil.”
Kaygılı ve korumacı veliler
Öğretmenin ders işlediği kitaplara kadar inceleyen, yöntemlerini doğru bulmayan, google bilgileriyle hareket eden velilere sesleniyoruz. Yapmayın! Her çocuk biriciktir ve ihtiyaç duyduğu sevgi ve ilgiyi öğretmeninden almalıdır fakat öğretmene güvenmemek pek doğru bir davranış değil.
Eğitim Danışmanı Ali Koç, velilerin internetten edindikleri eksik veya yanlış bilgilerle hareket etmelerini çok sakıncalı buluyor. “Velilerin yarattığı steril ortamlar nedeniyle çocuklarımız öz güvensiz oluyor.” Yorumunu yapan Koç,” Bizler o korku ve kaygı dolu ebeveynler toplumuna dönmeye başladıkça çocuklarımız o cam fanusların içerisinde parlak bir gelecekle karşılaşmayacak. 10-12 yaşlarında öğretmenden fırça yemeyen çocuk ileride genel müdür olduğu şirketin toplantısında ağlıyor. Yetişkin yaşa geldiğinde en küçük bir duygusal krizi atlatamıyor.Çocuğu merkeze alan sisteme sahip birçok alternatif okul mevcut. Fakat buralara çocuklarını gönderen veliler yine aynı mantıkla “Benim çocuğum merkezde olsun” amacıyla gönderiyor. “Benim çocuğum üşümesin”, “Benim çocuğum zorlukla karşılaşmasın” ama çocuğum özgüvenli olsun!” sözleri ile ilgili anne-baba olmanın sınırını aşan velileri uyarıyor!
