Yaşamınızı kolaylaştıran tavsiyeler burada...

HAYATİ MESELEMİZ: SU

0

hayati-meselemiz-tavsiye-melekleri

Bugün 22 Mart Dünya Su Günü.

Ne zaman fırsatını bulsak hepimiz ya bir deniz kenarında, yeşile boyanmış bir vadide/dağda ya da tarihi kentlerde veya müzelerde olmayı dileriz. İnsanın, hayatını daima bir kaçış içerisinde sürdürdüğünün bir göstergesi belki de bu. İnsan için her şey bir aşamadan sonra katlanılmaz olabiliyor. Ebedi dinginliği bulmak için ise #tavsiyeyi her zaman olduğu gibi bizi kucaklayan doğa veriyor.

Suyun geçmişten günümüze kullanım amaçları incelense belki de değişime uğramayan tek madde olduğu görülür. Su, hayat verici bir sıvıdır. Bir insan suyun yokluğuna en fazla 5 gün dayanabiliyorken, bazı canlıların ise hayatlarını sürdürebildiği tek yerdir su. Maddelerle örülü dünyamızda, zaman zaman hepimiz bir çıkmazdaymışız gibi hissedebiliriz. Kimi zaman bu his katlanarak büyür ve benliğimizi ele geçirerek psikolojimizi olumsuz etkiler. Bu durumdan kurtulmak için, çevremizden gelen doğru veya yanlış her türlü #tavsiye bizim için mutlak denenmesi gereken bir hedefe dönüşür. Fakat bu yöntem bazen daha kötü sonuçlara da neden olabilir. Oysa su, her zaman gerçekleştirdiği hayat verme ideolojisiyle, bizi bu sorundan da kurtarmayı bilmiştir. Çok eski dönemlerden beri su, psikolojik hastalıkların tedavisinde etkili bir yöntem olarak kullanılmıştır. Suyun bu özelliğini hiçbirimiz inkâr edemeyiz. Tedavi olarak bu yönteme maruz kalmasak da, bir dere kenarında saatlerce uzanıp sadece onun sesini dinlemeyi hangimiz hayal etmedik ki? İşte bu istek, bize suyun meğer ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Dünyamızın 3/4’ünün sularla kaplı olduğunu ve kalan kara parçasının da yalnızca 1/10’unun tarım yöntemiyle toprağa canlılık kattığını belirtmenin faydası var. Tıpkı tüm canlılar gibi bize de ev sahipliği yapan toprak bile su olmadan bir ölüden farksız kalıyor. Su, dünyadaki canlı yaşamının başladığı ilk yer olduğu gibi tüm canlı formlarını yok edebilecek gücü de hala elinde bulunduruyor.

Bugün önlemini alamadığımız, alsak da etkisinin küçük bir kısmını engelleyebildiğimiz yegâne doğal afet tsunamidir. Ne dalga kırıcılar ne de doğal engebeler üzerine kurduğumuz şehirlerimiz bu afetin hasarını tümüyle ortadan kaldıramıyor. Bu nedenle yapmamız gereken; suya hak ettiği kutsallığı göstermek ve onun bize sunduğu hayata karşılık bizim de onun doğal akışına engel olabilecek uygulamalara izin vermememizdir.

Çok büyük kültürel birikimlerimiz olan atasözlerimiz de, bize bu konuda hayati önemde olan #tavsiyeleriyle ışık tutuyor. Onlara bir kez daha kulak vermeli ve ‘’su, verdiğini bir gün mutlaka geri alır’’ sözünden hareketle bizim de bir parçası olduğumuz doğaya zarar vermekten özenle kaçınmalıyız.

Bugün bize bırakılan bu dünyada hala müthiş güzellikler bulabiliyor ve bu güzellikleri hayranlıkla seyrediyorsak, yarınlarımızın da bugünkü kadar güzel kalabilmesinin, bizim sorumluluğumuzda olduğunun farkında olalım. Meleklerimize #tavsiyemiz; doğanın da su gibi saf güzellikle yaşanılır olduğunu unutmamalarıdır.статьи про поисковое продвижение сайтов

Paylaş.

Yorum Yazın